Mikro emulsiyon yapıda, vücut yıkama ürünleri için özel kondisyon arttırıcı madde. Cilt üzerinde yüksek oranda nemlilik birikimi sağlar ve cildin doğal fonksiyonlarını destekler. Hassas ciltler için çok uygundur.
Güvenli, toksik olmayan, kimyasal hammaddeler ile uyumludur. Extracellular matrix içindeki su içeriğini arttırarak ciltte nemlendirici etki gösterir. Keratolitik (soyucu) özelliği sayesinde derinin en üst tabakasındaki ölü hücre deskuamasyonunu (dökülme) sağlar. Hücre çoğalması ve yara iyileşmesini teşvik ederek deri düzgünlüğünü arttırır ve cildi yatıştırır. Tahriş edici ve duyarlaştırıcı ajanlar ile birleşimler oluşturarak, tahrişe karşı ve cilt koruyucu olarak rol oynar.
Farklı bileşenlerin aksine allantoin, cildinizi kurutmadan ölü derilerden arındırır. Nemlendirme oranı oldukça tatmin edicidir.
Hücre yenileyici özelliği sayesinde pek çok cilt hastalığında tedavi edici özelliğe sahiptir. Sedef, egzama gibi cilt hastalıklarının iyileşmesinde yardımcıdır. Aynı zamanda anti-aging özelliği sayesinde ciltte zamanla oluşan kırışıklık, çatlak ve sarkma gibi problemlerin önlenmesinde de kilit bir rol oynar. Akne izlerinde de etkili sonuçlar gösterdiği bilinmektedir.
Cildin Su Tutma Kapasitesini Artırma
Alantoin, hücrelerin su tutma kapasitesini arttırıcı özelliğe sahiptir. Cildi nemlendirmesinden farklı olarak, ciltte bulunan suyun daha uzun süre tutulmasını bu sayede ise cildin daha genç ve ışıl ışıl görünmesini sağlar.
Pullanma ve Kaşıntı
Ciltte meydana gelen pullanma, kaşıntı ve kızarıklık problemlerinde de Alantoin en etkili bileşenlerdendir. Cildi yatıştırması ve hücre yenileyici olması sebebiyle cilt yüzeyinde oluşan tahrişin önüne geçer ve cildi yatıştırır.
Akne ve Siyah Noktalar
Cildinizde oluşan fazla yağın önüne geçerek cildin ideal yağ düzeyine gelmesini sağlar. Bu sayede gözenekler tıkanmaz yeni akne ve siyah nokta oluşumu engellenir.
Argania Spinosa Kernel Oil (Argan Yağı)
Argan yağı Fas’ın sadece ve sadece güneybatısında yetişen Argan isimli ağacın meyvesinde yer alan çekirdek kısmı içerisindeki yemişten elde edilen bir yağ çeşididir. Şampuanlarda kullanılan su bazlısı da mevcuttur. Gamma linoleic asit (Omega’lar) ve Tocopherol (E vitamini) içeriği bakımından çok zengindir. NEMLENDİRİCİ, ekzemaya meyilli kuru ciltleri besleyici, cilt bariyerini yenileyici, yara ve çatlak iyileştirici bir aktif maddedir. Konjonktif doku koruyucusu olup, cildi enfeksiyonlara karşı da korur. Serbest radikalleri nötralize eder. Cildin fizyolojik yaşlanmasına ve kurumasına karşı, yani kırışıklıklara karşı da önleyici etkisi vardır. Cilt kremi veya losyonlarında kullanılır.
Water and Argania Spinosa Kernel Extract and Sodium Cocoyl Glutamate and Carbomer (Argan Çekirdeği Özütü-Ekstraktı)
Argan çekirdeği ekstraktı mükemmel serbest radikal karşıtı ve anti-aging etkili bir maddedir. Yağlı saçta sebore salgısını düzenler. Saçı kuvvetlendirir, parlaklık verir, yumuşak ve ipeksi his bırakır. Saç kökünü besler ve yeniden canlılık kazandırır. Argan yağının saç üzerinde sağlamış olduğu faydalar; saçta kırık oluşumunu önlenmesi, mevcut bulunan kırıklıkları gidermesi, E vitamini içermesi sebebiyle saçı beslemesi ve onarması, saçın daha parlak ve canlı bir görünüme sahip olmasını sağlaması, saç dibine uygulandığında saç köklerini beslemesi, saçları olumsuz çevre koşullarından ve dış etkenlerden koruması.
Saçlar üzerindeki mükemmel etkisi sebebiyle “sıvı altın” olarak da adı geçen argan yağı düzenli bir kullanım ile donuk görünen saçları çok kısa sürede sağlığına kavuşturur, hacmini tekrar kazanmasını sağlar ve doğal bir parlaklık verir. Saçı nemlendirir, saçın elektriklenmesini önler, karışmasını engellerken kolay şekil almasını sağlar. Hatta başarısı başka bakım yağlarıyla kıyaslandığında argan yağının diğer bakım yağlarına göre çok daha kısa sürede ve etkili bir sonuç verdiği ispatlanmıştır. Saç bakım şampuanlarında kullanılır.
Bilimsel adı Arnica Montana olan bu çiçek; dağlarda yetişen oldukça faydalı bir bitkidir. Avrupa’da, Orta Asya ve Sibirya bölgelerinde güneşli çayırlarda ve dağlık alanlarda çok yoğun olarak yetişmektedir. Halk arasında leopar kanadı ya da dağ tütünü olarak da adlandırılmakta olan bu bitki; ayçiçeği ailesinin önemli bir üyesidir. Oldukça büyük ve sapsarı bir çiçeğe sahip olan bitki; çok eski dönemlerden itibaren insan vücudunda meydana gelen ağrıların, kas ve eklem rahatsızlıklarında, iltihaplarda, zedelenme, ezilme, burkulma ya da kırıklarla, morarma ve çürüklerin iyileşmesine yardımcı olarak kullanılması ile bilinmektedir.
Bu nedenlerle de özellikle lazer işlemlerinden sonra cilde sürülmesi gereken krem/losyonların en önemli bitkisel ham maddelerindendir.
Arnica montana bitkisi homeopatik bir topikal morarma ve çürük giderici olduğu gibi, ağrı, kesicidir. Etki mekanizması iyi bilinmemekle birlikte yara iyileşmesi, antiseptik, antienflamatuar ve acı-ağrı giderici özellikleri gösterdiği yapılan araştırmalar kadarıyla bilinmektedir.
Yapılan bilimsel araştırmalarda, Arnica Montana içeren krem/losyonların özellikle lazer uygulamasından kaynaklanan morarma ve çürükleri giderdiği, acıları önlediği sonuçlarına varılmıştır.
Antioksidan, yaşlanma karşıtı, foto koruma (güneşten koruma) antiseptik, yara iyileştirici doğal bir maddedir. Dermatolojik (Deri hastalıkları bilimi) amaçlı olarak yüz yıkama ürünlerinde, cilt nemlendirici ve saç kremi gibi kozmetik formülasyonlarda kullanılmaktadır.
”Bal kozmetik ürünlerde deriyi nemli tutmada ve kuruluğun önlenmesinde kullanılmaktadır. Eski yıllardan beri bal ve sütün karıştırılarak cilde anti-aging, yani cildi gençleştirmek için kullanıldığı bilinmektedir.
Balın antioksidan özelliği olması nedeniyle de güneş ışınlarına bağlı olan DNA hasarını önleyebileceğini destekleyen bilimsel yayınlar vardır. Balın, asidik özelliği, çok sayıda enzim içermesi, anti-enflamatuar olması nedeniyle bebek bakım ürünleri, nemlendirici ve diğer kozmetik ürünlerde kullanıldığı bilinmektedir.
Ayrıca balın, saçlı deride görülen ve Seboreik Egzema veya diğer bir deyişle Bebeklerde Konak adını verdiğimiz kepeklenme, kaşıntı ve buna bağlı saç dökülmesinde artış görülen hastalarda yapılan çalışmaları da mevcuttur. Balın ılık su ile ? oranında seyreltilerek saça uygulanıp 3 saat bekletilmesi sonrası yıkanarak gün aşırı bu uygulama tekrarlandığında; hastaların kepeklenme, kaşıntı ve buna bağlı gelişen saç dökülmelerinde klinik olarak anlamlı bir gerileme saptanmıştır. Balın saçtaki kepeklenme problemine karşı etkili olabileceği de gösterilmiştir. Bunun yanında, meme kanseri ve baş-boyun kanserleri için radyoterapi alan hastalarda kansere ikincil oluşan cilt ve mukozadaki toksik etkileri iyileştirme rolü de olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Sonuç olarak balın cilt ve saçlı deride faydalı olduğu kanıtlanmıştır. Ancak içeriğinde çok sayıda vitamin, mineral, enzim vb. madde içeren balın cilt hastalıklarında alternatif tedavi olarak yer bulabilmesi için daha çok sayıda, kontrollü, kanıta dayalı çalışmaya ihtiyaç vardır.
Benzofenon -4
UVB, UVA2 filtresi. Güneşin zararlı ışınlarından saçı korur ve yıpranmasına mani olur.
Cildin lipid tabakasını zenginleştirir. Deriyi koruyan ve yumuşatan biolipid türevidir.
Hidrolize proteinler, ciltte bir grup temel besin arasındadır. Genellikle doğal nemlendirme faktörü olarak anılırlar. Bu bileşenler derinin en dışında olan, stratum korneum tabakasının nem içeriğinin korunmasından ve böylece cildin esnek tutulmasından sorumludurlar. Mısır, buğday ve soya fasulyesi gibi bitkilerden üretilen hidrolize proteinler hem cilt, hem de saç için önemlidirler. Bu proteinler, cilt ve saçlı deriye uygulandığında, deriyi beslemenin yanı sıra; stratum korneumun dış katmanlarına kadar nüfuz ederek trans epidermal su kaybını en aza indiren bir film tabakası oluşturup, nemlendirici etkiler de sağlarlar.
Bitkisel Skualen, oklüzif (kapatıcı/örtücü) özellikte, hidrokarbon yağları grubundan bir nemlendirici maddedir. Stratum korneumu kaplayıp kapatarak derinin epidermis tabakasından su kaybını azaltırlar. Kuru derinin nemlendirilmesinde doğru seçeneklerden biridir. Ayrıca pürüzsüz bir deri görünümü de sağlarlar. Zeytinden elde edilmiş bitkisel Skualane. Biyoaktif yumuşatıcı, nemlendirici aktif maddedir.
Su bazlı olan Ceradolin kremler ve losyon hidro ile yağ bazlı Ceradolin lipo losyon; gerek doğumdan gelen cilt kuruluğuna gerekse soğuk, sıcak, güneş, deterjan gibi dış etkilerle yıpranmış veya lazer-peeling tedavileri sırası/sonrasında kurumuş ve hassaslaşmış cildin doğal nem dengesini sağlayan bitkisel bakım ürünleri olarak en iyi nemlendiricilerdir. Parfümlü Ceradolin-P ile parfümsüz Ceradolin kremler nemlendirici krem olarak ilk yaşlanma belirtilerini önleme konularında etkili yüz kremleridir. Eller ve vücudu nemlendirmek için de Ceradolin hidro ya da Ceradolin lipo losyonlar özgün formülleriyle, bebeklerden başlayarak derinin koruyucu (bariyer) fonksiyonlarının bozulduğu her yaş ve durumda güvenle kullanılırlar. Bebeklerin bez bölgesinden başlayarak her yaşın ideal ürünleridirler. Hamileler karnı gerilmeye başladığı andan itibaren Ceradolin lipo losyonu sürmeye başlarlarsa, karın çatlakları oluşmaz. Ceradolin gurubu nemlendiriciler birkaç kez sabah-akşam, sonraları günde 1 kez kullanılsalar dahi cildi 24 saat nemli tutma özellikleri vardır. Bu sonuç testlerle kanıtlanmıştır.
Sağlıklı bir cildin doğal yapısında Glikosil Seramidler ve Bitkisel Polisakkaritler (Hiyaluronik asit eş değerlisi) yeterli miktarlarda bulunurlar. Doğumdan kuru veya dış etkilerle kuruma / yaşlanma belirtileri gösteren ciltte ise bu maddeler azdır/azalır.
Bu nedenle bitkisel hammaddeler de içeren Ceradolin krem ve losyonlarımız günde 1-2 kez uygulandığında; sahip olması gereken doğal nem dengesini, tazeliğini ve parlaklığını cildinize yeniden kazandırıp, 24 saat nemli tutarlar. Bebekler de dahil olmak üzere tüm aile bireyleri, her mevsimde güvenle kullanabilirler.
Çinko oksit, kızarıklık, alerji veya tahriş ile ilişkili deri iltihaplanmasını azaltmaya yardımcı olur. Yara iyileşmesine yardım eder ve bakteriyel enfeksiyonları önler. Yanıkların ve hasarlı dokunun iyileşmesine yardımcı olur. Kolajen sentezinin geliştirilmesi ve yeni bağ dokusunun oluşturulmasına yardımcı olur. Nemi ciltte tutmaya yarayan fiziksel bariyer oluşturur.
En yeni geliştirilmiş öklüzif (örtücü) ham maddedir. Bu madde komedon ve alerjik reaksiyon oluşturmaması, kokusuz ve yağsız olması, yayılabilirlik özelliklerinin iyi olması nedenleriyle nemlendiriciler içinde su bazlı nemlendiricilerde yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Bu maddeyi içeren ürün deriye sürüldüğünde, silikon buharlaşmakta ve yağlılık hissi oluşmadan derinin nemlenmesi sağlanmakta, ayrıca ciltte sabunlaşma, köpüklenme görüntüsü engellenmektedir.
Vücut veya saçlı deride oluşan mantarları önlemede çok etkili bir antiseboreik ve anti-fungal ajandır. Bu madde, vücutta ya da saçlı deride oluşan kepek veya kabuklanma ile kızarıklıkların önlenmesinde kullanılmaktadır. Kepek ve kabuklanmalar bir tür mantardırlar.
Saçlı deride veya vücutta uzun süreli sebum yağ dengesini sağlama etkisi vardır. Kepek, pullanma, yağlanma veya kabuklanmayı önler. Kaşıntıyı yatıştırır, kızarıklık ve tahrişi azaltır.
Vitamin E (alfa-tokoferol) plazmada, membranlarda ve dokuda bulunan majör lipofilik bir antioksidandır. En önemli antioksidan etkisini lipit peroksidasyonunu önleyerek gerçekleştirir. Topikal E vitamini, hem antioksidan hem de UV emici özellikleri sayesinde fotokorunma sağlar; deride UV’ye bağlı eritem, ödem, fotoyaşlanma ve karsinogenezi engeller; UV’nin indüklediği immünsüpresyonu azaltır. Ayrıca tirozinaz inhibisyonu yoluyla melanogenezi inhibe eder.
Transepidermal su kaybını azaltarak, stratum korneumun nem tutma kapasitesini ve esnekliğini belirgin oranda artırır. Bu etkileriyle nemlendirici, antiaging, fotokoruyucu, kloazma tedavisinde kullanılan topikal formüllerin yapısında kullanılmaktadır.
Vitamin E Acetate
Transepidermal su kaybını azaltarak korneumun su tutma kapasitesini arttırır. Güçlü antioksidan ve anti-enflamatuar etkilidir. E vitamini, saçlı deride kan dolaşımını hızlandırır. Saç büyümesini geliştirici ve/veya dökülmesini önleyici etkisi vardır.
Gamma Linolenik Asit (GLA) doymamış bir yağ asidi olup, bitkisel yağlarda bulunur. Omega-6 yağlarından biri olan GLA, omega içeren gıdalarla da alınabildiği gibi, topikal olarak (deriye sürülerek) etkileri emilim yoluyla da sağlanır.
Gamma Linoleik Asit, vücutta önemli anti-inflamatuar etkisi olan Prostaglandin”e dönüşür. Ayrıca hücre membranının önemli bir bileşenidir.
GLA cildin elastikiyetini geri kazandırdığı gibi, derideki pullanma ve kabuklanmalarla, yangıların önlenmesinde etkilidir. Kuru ciltlerde ya da aşırı yağ üretilmesi durumunda oldukça yararlıdırlar.
Gamma Linoleik Asit, bazı gıdaların yanı sıra Hodan Tohumu Yağı, Çuha Çiçeği ve Siyah Frenk Üzümü yağlarında da bulunur.
Gliserin kozmetikte ve kişisel bakım ürünlerinde esas olarak cildin pürüzsüzlüğünü ve nem içeriğini geliştirmek için kullanılır. Doğal bir yumuşatıcı ve nemlendiricidir (cilde nem çeker) ve cilt üzerinde serinletici bir etkisi vardır. Bitkisel gliserin, cilt tahrişini yatıştırmaya, enfeksiyona karşı korunmaya ve yara iyileşmesini desteklemeye yardımcı olarak daha iyi cilt sağlığına yol açabilir. Çalışmalar, gliserin içeren ürünlerin uygulanmasının cildinizi tahriş edici ve mikroplara karşı koruyabileceğini ve ayrıca iltihaplı veya yaralı cildi yatıştırmaya çalıştığını göstermiştir . Bitkisel gliserin, cildinizi rüzgar ve soğuk gibi unsurlardan korumak için bir engel görevi görebilir.
“Suda çözünebilen, deride bariyer teşekkül ettirici, yumuşatıcı, anti-enflamatuar (iltihap veya yangı önleyici), anti-seboreik (konak), pişik ve isilik gibi olguları önleyen ve nemlendirici etkisi çok güçlü olan bir yağdır. Yıldız çiçeği tohumundan elde edilir. Karadeniz yöremizde yemek ve salatalarda da kullanılır.”
Hodan bitkisi başlıca kıymetini içeriğindeki GLA (Gamma Linoleik Asit) zenginliğinden almaktadır. Çünkü GLA dediğimiz yağ asidi, esansiyel yağ asitlerindendir. İnsan ve hayvanlar esansiyel yağ asitlerini ya dışarıdan besin yoluyla ya da topikal olarak (cilde sürülerek) almak zorundadırlar, çünkü vücutta sentezlenemezler. GLA, Omega 6 yağlarından biridir. Hodan yağı (18–27%) GLA içerir.
Hodan tohumu yağının, zengin GLA kaynağı olarak bilinen çuha çiçeği yağından 2-3 kat fazla GLA içerdiği bilinmektedir. Topikal kullanımda (sürülerek) ../.. Araştırmacılar Gamma Linoleik Asitin ….. infantil seboreik dermatit (konak) tedavisinde anahtar rolü olduğu sonucuna varmışlardır../.. Hodan yağının topikal kullanımının çocukluk çağı egzaması tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir../.. Muhtemelen seramid üretimini arttırarak ve oklüziv (bariyer) nemlendirici gibi hidrate edici etkisi vardır.
Malassezia furfur (pityrosporum ovale) a karşı kuvvetli aktivite gösteren bir aktif maddedir. Oldukça etkili soyucu (anti-dandruff) özelliği sayesinde kepek ve kabuk oluşumuna eğilimi olan saçlı deri veya vücut için üretilen şampuanlarda kullanılmaktadır.
BASF Kimya ürünüdür.
Hidrolize keratin saç bakımlarında kullanılan ana keratin türüdür. Saç uzatma, saç kırıklarını giderme gibi amaçlarla kullanılır. Keratin için hidrojene ihtiyaç olduğu bilinmektedir. İşte hidrolize keratin, keratin denilen yapının hidrojenle tepkimeye girerek oluşturulan bir formudur ve sıvıdır.
Saçlarımıza bakım yapmak için keratinli şampuanlar kullanmak gerekir. Unutmayın ki saçlarınız çeşitli dış nedenlerden (fön maskesi, düzleştiriciler, ısı, hava koşulları, ışık vb.) dolayı zarar görür. Saça keratin proteinleri ile bakım yapmak önemlidir. Keratin suda çözünen bir maddedir.
Keratinin faydaları 3 noktada özetlenebilir:
Juniperus oxycedrus (Ardıç ağacı) odununun kuru distilasyonu ile elde edilen bitkisel bir katrandır. Yuvarlak, kırmızı meyveleri olan, bir metre kadar yüksekliğinde, bir ağaçtır.
Ardıç katranı çeşitli oranlarda pek çok olguda kullanılmaktadır. En bilinen etkisi saçlı deri ve vücuttaki kepekleri, kabuklanmaları önleyici olmasıdır. Ardıç katranı bu faydalı özelliğinden dolayı, cildiye doktorlarının tercih ettiği bir maddedir.
Keratinin faydaları 3 noktada özetlenebilir:
Taze fasulyeye benzeyen bu tropik meyve, bir hyaluronik asit eş değerlisi olup, kendi molekülünün 1000 katı kadar su tutabilen bir tür şekerdir. Güçlü nemlendirici, yumuşatıcı, pürüz giderici, ve cilt yapısını geliştirici, su toplayıcı, yani humektan bir maddedir. Deriyi adeta bir biofilm tabakası gibi kaplar. Karbohidratlar, proteinler, lipitler ve nükleik asitlerle birlikte canlıları oluşturan 4 ana yapı taşından biridir. Hücre içindeki en önemli şeker glükozdur. Bunun nedeni glükozun hücresel enerji metabolizmasındaki rolü ve diğer şekerler için (riboz ve deoksiriboz) temel yapıtaşı olmasıdır.
Hiyaluronik asit (hiyaluronon veya sodyum hiyaluronat) gibi glikozaminoglikanlar , dermiste doğal olarak bulunan humektanlardır. Hiyaluronik asit kendi ağırlığının 1000 katı kadar su çekerek deriyi nemlendirir. Humektanlar (nem/su çekiciler), stratum korneuma penetre olabilen ve burada yüksek oranda su bağlayan, suda çözünen maddelerdir. Atmosferdeki nem oranı belli bir yüzdenin üzerinde olduğunda çevredeki nemi çekerek derinin hidrasyonunu artırırlar. Humektanlar, nemlendiricilerin buharlaşmasını ve sertleşmesini önleyerek ürünün raf ömrünü uzatırlar; bu özellikleriyle kozmetik nemlendiricilerin yapısına sıklıkla ilave edilen popüler içeriklerdir. Humektanlar, stratum korneuma su çekerek hafif şişme sağlarlar; böylece ince kırışıklıklar geçici olarak azalır. Kırışıklık giderici etkisi uzun vadede olmasa da “kırışıklık giderici” olarak piyasaya sunulan kremler ve losyonlar çoğunlukla humektanlara bağlı etki gösterirler.
Kepekli veya kaşıntılı saç derisinde etkili bir rahatlama sağlayan bitkisel kaynaklı, güvenli bir aktif madde. Aşırı yağ salgısını, tahriş ve kaşıntıyı azaltır.
Kanola yağı, kolza nebat çekirdeklerinin genetik metotlarla iyileştirilmesiyle elde edilen çekirdeklerden imal edilen bir yağ türüdür. Kanada tarafından gelişmiş hale getirilip bütün evrene tanıtılmış olduğu için Canadian Oil, Low Acid ismiyle tanınmaktadır. Gamma linoleik asit zengini bir yağdır. Cildi yumuşatır ve nemlendirir, bariyerini güçlü tutar.
Güçlü nemlendirici, yumuşatıcı, pürüz giderici, ve cilt yapısını geliştirici, su toplayıcı, yani humektan bir maddedir. Deriyi adeta bir biofilm tabakası gibi kaplar. Karbohidratlar, proteinler, lipitler ve nükleik asitlerle birlikte canlıları oluşturan 4 ana yapı taşından biridir. Hücre içindeki en önemli şeker glükozdur. Bunun nedeni glükozun hücresel enerji metabolizmasındaki rolü ve diğer şekerler için (riboz ve deoksiriboz) temel yapıtaşı olmasıdır.
Hiyaluronik asit (hiyaluronon veya sodyum hiyaluronat) gibi glikozaminoglikanlar , dermiste doğal olarak bulunan humektanlardır. Hiyaluronik asit kendi ağırlığının 1000 katı kadar su çekerek deriyi nemlendirir. Humektanlar (nem/su çekiciler), stratum korneuma penetre olabilen ve burada yüksek oranda su bağlayan, suda çözünen maddelerdir. Atmosferdeki nem oranı belli bir yüzdenin üzerinde üzerinde olduğunda çevredeki nemi çekerek derinin hidrasyonunu artırırlar. Humektanlar, nemlendiricilerin buharlaşmasını ve sertleşmesini önleyerek ürünün raf ömrünü uzatırlar; bu özellikleriyle kozmetik nemlendiricilerin yapısına sıklıkla ilave edilen popüler içeriklerdir. Humektanlar, stratum korneuma su çekerek hafif şişme sağlarlar; böylece ince kırışıklıklar geçici olarak azalır. Kırışıklık giderici etkisi uzun vadede olmasa da “kırışıklık giderici” olarak piyasaya sunulan kremler ve losyonlar çoğunlukla humektanlara bağlı etki gösterirler.
Cildi nemlendirir, besler, kolay emilir. A ve E vitamini bakımından zengindir. Güneşe karşı koruma sağlar. Kırışıklıkları geciktirir. Kaşıntıyı rahatlatır. Cildin elastikiyetine arttırır ve yağlandırma yapmaz.
Hydrolyzed Keratin Protein
Saç yüzeyindeki hasarı gidermeye ve nem içeriğini arttırmaya yardım eder.
Saçı ve saç derisini düzgünce kaplayarak nemini muhafaza eder ve saça parlaklık kazandırır.
Vücut ağırlığımızın en büyük kısmı proteinlerden oluşur. Vücutta en çok bulunan protein ise, kolajendir. Proteinler, vücudumuzun önemli yapı taşlarıdır. Kolajen başta cildimiz olmak üzere iskelet, kemik, göz, kas, beyin, sinir sistemi gibi hemen her organa dokusal sağlamlık, destek, destek, esneklik, güç verir.
Aynı zamanda hücrelerimizi, dokularımızı, organlarımızı bir arada tutar; parçalarımızı birleştirir, yapıştırır. Kolajen sayesinde eğilebilir, esneyebilir, kolaylıkla hareket edebilir, travmalardan korunabiliriz. Genç, diri ve fit kalabilmemiz için de kolajene ihtiyacımız vardır.
Kolajen, cildimizin kendi hücrelerinde yapılır. En çok bebeklerde bulunur ve yaş aldıkça yapımı kademeli olarak azalır. Yirmili yaşlardan itibaren kolajen depolarımız tükenmeye başlar. Kırklı, ellili yaşlarda bu kayıp yüzde 50 oranındadır. Buna paralel olarak ciltte gevşeklik, esneklik kaybı, sarkma, lekeler, kırışıklıklar oluşmaya başlar. Aynı şekilde organlarda ve eklemlerde yaşlanmaya bağlı hareket kısıtlıkları, ağrı gibi fonksiyon bozuklukları gelişir.
Bunları geciktirmek, kolajen üretimini arttırmak için, öncelikle hayvansal protein ağırlıklı beslenmek çok önemlidir. Daha sonra da dermatolojik işlemler, çeşitli türdeki kolajen bileşiklerinden yararlanmanın yanı sıra, cilde seramidli ürünler kullanmak önemlidir.
Güçlü bir nemlendiricidir. Cildin ve saçlı derinin yoğun nemlendirilmesi amacıyla kullanılır. Nemlendirici etkisini hem cilde dışarıdan suyu çekerek hem de tutarak yapar; adeta sünger görevi görür. Cildin elastikiyetini arttırır. Kolajen dokuyu uyararak yaşlanma önleyici etkiler gösterir. Daha dolgun ve genç bir cilt oluşumuna destek olur. Cildin en dış tabakasındaki lipitlerin sentezini arttırarak cildin koruyucu/bariyer görevinin gelişmesinde rol alır; bariyer onarıcı olarak kullanılabilir. Hücre yenilenmesini arttırır, yara iyileştirici etki gösterir. Kaşıntı ve kızarıklığı önler. Kronik cilt hastalıklarından iz tedavisine kadar kullanılabilir.
Ciltteki rolü; Derin nüfuz eden nemlendiricidir, epitelizasyonu uyarır, yara iyileştirici ve anti-enflamatuar etki.
Saçtaki rolü; Uzun süre dayanan nemlendiricidir, saçı zarar görmekten korur, kalınlaştırır, matlığını ve parlaklığını düzeltir.
Bölgesel olarak uygulanan Pantenol, cilt tarafından emilir ve patotenik aside dönüşür. Panthenol içeren bir krem ciltte U.V ışınları nedeniyle oluşan kızarıklıkları engeller. Cilde düzenli olarak uygulanan Panthenol içerikli bir krem, losyon ya da şampuan, kuru cildin nem içeriğini düzeltir. Yüksek su içeriği saçı, tarama, fırçalama, kurutma ve permanın sebep olduğu zararlardan korur.
Peeling ile stratum korneum ve yüzeysel epidermisteki hücrelerde ayrışma (spongioliz) ve dökülme olur. Yani, cildin bariyer özellikleri bozulmuştur. K.peeling sonrası yapılandırıcı / onarıcı nemlendirici kremler sürülerek, işlem bitirilir. Ceradolin losyon ve kremler de, çift katlı bariyer özelliklerine sahip olduğundan, rahatlıkla kullanılabilir.
Hatta lazer tedavilerinden sonra da koruyucu / onarıcı (seramit-bitkisel skualan içermeleri nedeniyle) olarak kullanılırlar.
Passiflora Incarnata Seed Oil
Yağlandırıcı bir bitki özüdür. Ciltte transepidermal su kaybını önleyen Linoleik asid’i % 70 oranında içerir. Yavaş yayılan yağ olma özelliği ile uzun süre ciltte ipeksi his bırakır. Yanık ve acıları yatıştırır, onarır. Cilt bütünlüğünü korur.
Saçlı deri veya özellikle yüz bölgesindeki pullanmayı önlemeyi hedefleyen ve ilthaplı deriyi yatıştıran antikepek aktifidir.Kepek oluşumundan sorumlu Pityrosporum Ovale ‘ye karşı spesifik etkilidir.Piroctone Olamine içeren ürünler, kepeğin oluşumundan sorumlu mantar enfeksiyonlarını ortadan kaldırırve yeniden oluşumuna engel olurken, deriyi temizler ve kaşıntısını alır.
Kozmetiklerde cilt üzerinde gerginliği azaltıcı ve yumuşama sağlama özelliği vardır, yüzey aktiflerden gelen cilt üzerindeki iritasyonu azaltmak için kullanılır. Jölede % 1-5, şampuanda % 0,5-5, kremlerde % 5-10, güneş sütünde % 5-10 oranında kullanılmaktadır.
Katyonik kondisyoner madde. Saçın ıslak ve kuru taranabilirliğini kolaylaştırır. Taramanın saça vereceği hasara engel olur.
Sebum (derinin yağ salgısı) salgısı, bir testosteron türevi olan Dihidrotestosteron tarafından hormonal düzenlemeye bağlı olan bir salgıdır. Sebum salgısının kontrol altına alınması, Testosteronu, Dihidrotestosterona çeviren 5 alfa-reductase enziminin önlenmesiyle mümkündür. İşte bu madde, sebum üretimini ve hiper seboreye (aşırı yağlanma) bağlı cilt kusurlarını azaltır. Yağlı görünen cildi matlaştırmak; rafine ve mükemmel cilt dokusu elde etmek için hazırlanan yüz temizleme köpüğü, şampuanlar ve serumlarda kullanılır.
Kaşıntı önleyici ve kepek soyucu bir maddedir. Cildin gözeneklerinde biriken ölü hücreler ve yağlanma nedeniyle tıkanarak oluşan akne, sivilce gibi olumsuzluklara karşı iyi bir mücadelecidir. Salisilik asit ölü hücrelerin soyulmasına yardımcı olarak cildin yenilenmesini sağlar ve ölü hücrelerin yerleşmesine engel olur. Meyve ve sebzeler salisilik asidin doğal kaynaklarıdır, meyveler çok miktarda salisilata sahiptirler, özellikle çilek, kiraz gibi meyveler. Bazı ot ve baharatlar oldukça yüksek miktarda salisalata sahiptirler.
Selenyum sülfit olarak da bilinen selenyum disülfit, çeşitli vücut kaşıntıları, saçlı deri de dahil olmak üzere kepek, pullanma ve kabuklanmayı önleyen bir maddedir. Etkilenen bölgeye losyon veya şampuan olarak uygulanır. Uygulama durdurulursa olgular sık sık geri döner.
3000 yıl önce “panacea”adı verilen ve her derde deva olarak kullanılan Asya kökenli tıbbi bir bitkidir. Aktif bileşikleri pentasiklik triterpenler olup; asiaticoside, madecasosside, asiatic asit ve madecassic asit en bilinenleridir. Topikal kullanımda en aktif bileşen ise “asiatikozid” dir. Etki mekanizması: Dermal fibroblast proliferasyonunu uyarararak kolajen yapımını, reepitelizasyonu, cildin yenilenme hızını, sıkılığını arttırır. Ekstracellüler matriks metalloproreinaz seviyesini azaltarak cildin elastikiyetini arttırır. Yara iyileşme fazının enflamatuvar fazını baskılar. Her türlü yara izi, skatris, keloid, stria, yanıkların iyileşme sürecini hızlandırır.
Antioksidan etkilidir. Cildin koruyucu antioksidan bariyerini güçlendirir. Pigmentasyonu giderir. Antibakteriyel etkilidir; cilt bariyerinin koruyucu florasını güçlendirir. Cilt bariyerini güçlendirerek atopik dermatit, psoriazis ve diğer yangısal (seboreik dermatit, akne, kontakt dermatit gibi) cilt hastalıklarında yararlıdır.
Anjiogenezi uyarır; venöz yetmezlik, varis tedavisi ve selülit görünümünün iyileştirilmesinde etkili olduğu bildirilmiştir. Yara iyileştirme, çatlak karşıtı, selüloit karşıtı bir maddedir. Dermisin yeniden yapılandırılmasında kullanılır. Kollajen-1 sentezinin uyarılması & MMPs’e karşı koruma sağlar. Çatlak oluşumunu önleme ve çatlak iyileştirmede olumlu sonuçlar gözlenmiştir. Damar duvarlarının güçlendirilmesi, infiltrasyon engellenmesi ve ödem azaltıcı olarak ta kullanılır.
Seramidler, bir kolajendir
Derinin üst tabakasını (yani stratum korneumu) bir tuğla duvara benzetebiliriz. Tuğlaların yapışık ve duvarın düz durması için gereken harç, seramid’lerdir. Üst deri tabakasının koruyucu ve sağlıklı olabilmesi için, bir kolajen olan seramid, içermesi gerekir. Seramidler, derinin yapısında, su tutma kapasitesinde ve bariyer fonksiyonlarının sağlanmasında çok önemli rol oynarlar.
Cildin dış tabakasının kolajeni olan seramid’leri korumak gerekir. Bir tür protein olan seramidler, cilt hücrelerinin birbirine sıkıca bağlanmasını sağlayarak, güçlü bir bariyer oluştururlar. Cildin nemli, ışıltılı, gergin durmasını sağlarlar. Seramidler, doğuştan az ya da dış etkilerle azaldığında, cilt koruyucu özelliğini kaybeder. Egzemadan akneye ve kırışıklıklara neden olur.
Cilt bariyeri, çevre ile aramızdaki güvenlik hattıdır. Unutmayın ki cildimiz, mantomuzdur Derimizin bileşiminin çoğunluğunu bir kolajen olan seramidler oluşturduğundan, dayanıklık ve nem dengesini sağlarlar. Enfeksiyon ajanlarının, çevresel kirliliklerin, zararlı kimyasalların girişine engel olurlar.
Seramidlerin, atopik dermatit, psoriasis (sedef), iktiyozis (çok kuru deri), irritan/alerjik kontakt dermatit, seboreik dermatit ve kuru deride eksik oldukları gözlenmiştir. Seramid içeren ürünlerin topikal (yani dıştan sürülerek) olarak uygulanmasıyla hasarlı deri yeniden yapılandırılır.
Seramid içeren şampuanlar, losyonlar ve kremler; cildimiz ve/veya saçlı derinin bariyer (koruyucu) fonksiyonlarının bozulduğu durumlarda (güneş, kuru iklim şartları, kimyasal maddelerle temas, sıcak, soğuk, lazer, epilasyon vb. gibi durumlarda) onarıcı, deriyi yatıştırıcı tahrişi giderici ve yeniden yapılandırıcı olurlar.
En iyi nemlendiricilerde, en iyi yüz kremlerinde ve en iyi saç şampuanı, en iyi vücut şampuanı ve en iyi nemlendirici losyonlarda mutlaka seramidler bulunmalıdır.
Kuvvetli emoliyan özellikte bir nemlendiricidir. Afrika’da bulunan bir ağacın meyvesinden elde edilen bitkisel bir yağdır Antienflamatuvar etkilidir. Atopik dermatit, kuru cilt, akne, skarlar ve stria alba olgularını önlemede adjuvan nemlendirici olarak kullanılır. Cildi nemlendirir, kuruluğu giderir, cilt kalitesini arttırır. Cilt hastalıklarının tedavisinde “bariyer bütünlüğü” nü korur.
Trans epidermal su kaybını (TESK) önler. Cildin fiziksel bariyerini korur.
Humektan özellik gösterir. Nemi ciltte tutar. Cildin “hidrik” bariyerini korur.
Emoliyent özelliktedir. Cilt yüzeyini pürüzsüzleştirir; ışıltısını arttırır.
Cildin anti-mikrobiyal bariyerini korur. Antiseptik özellik gösterir.
Antioksidandır. Cildin kendi antioksidan bariyerini güçlendirir. Leke oluşumunu önler ve giderir, pigmentasyonu önlemede kullanılır.
Kollajen yapımını, elastikiyeti arttırır, sıkılaştır, dolgunlaştırır, yaşlanma belirtilerini iyileştirir
Yara iyileşmesini hızlandırır, Keloid, akne izi, yara, yanık izinde, stria, gebelik çatlaklarında önleyici fonksiyonu vardır.
Sklerodermada cildin yumuşamasını sağlar
Cildi yatıştırır, kaşıntıyı önler. Atopik dermatit, psoriazis, akne ve benzeri enflmatuvar dermatozların tedavilerinde yardımcı kozmetik maddedir.
Epidermiste hasar/hassasiyet oluşturan, bariyer bütünlüğünü bozan, medikal tedaviler ile birlikte kullanılır. (oral veya topikal retinoid, soyucu medikal tedaviler vb)
Yara iyileşmesi, ciltte yenilenme gerektirecek her türlü medikal cerrahi uygulama sonrası
Kozmetik uygulamalar (akne, kırışıklık, leke, iz, epilasyon, peeling, dermapen, roller, lazer, dövme vb.) sonrasında,
Radyoterapiye bağlı cilt lezyonlarında
Güneşe sonrası hassasiyet, yanıklarda
Cilde kendini onarması, yenilemesi, kalitesini arttırması için, tek başına ya da farklı tedavi yöntemleriyle kombine olarak kullanılabilir.
Siklopiroks olamin vücut veya saçlı deride oluşan mantarları önlemede çok etkili bir antiseboreik ve antifungal ajandır. Bu madde şampuan içinde saçlı deride oluşan kepek veya kabuklanma ile kızarıklıkların önlenmesinde kullanılmaktadır. Kepek ve kabuklanmalar bir tür mantardırlar.
Saçlı deride uzun süreli sebum yağ dengesini sağlama etkisi vardır. Pullanmayı, yağlanmayı azaltır. Kaşıntıyı yatıştırır, kızarıklık ve tahrişi azaltır.
Saç ve saçlı deride yağlanmanın en etkili bir biçimde kontrol altına alınabilmesi için, Kadolin ve Sedolin şampuanları şişe bazında dönüşümlü kullanmanız önerilir.
Her iki şampuanın içeriğinde, bir anti-mikotik asitin türevi olan Disodium Undecylenamido MEA-Sulfosuccinate bulunmaktadır. Bu madde yağlanmayı kontrol altına alma konusunda çok etkilidir. Kadolin ve Sedolin’in, yağlı saçlardaki anti-seboreik olgularda şişe bazında dönüşümlü kullanılmasını öneriyoruz.
SEDOLİN ŞAMPUANIN EŞDEĞERLİSİ YOKTUR.
2 şampuanın da formülleri kozmetik olarak ta gelişmiş, anti seboreik maddelerin, saç ve saçlı deriyi yıpratan etkileri giderilmiştir. Keza, her 2 şampuan da boyalı saçlara verilebilirler.
Halk arasında “sıvı altın” olarak bilinen zeytinyağı, bitkisel yağlar arasında faydası en çok olan yağdır, kozmetik alanında yüz yıllardan beri kullanılmaktadır. Zeytinyağında bulunan antioksidanlar, E ve C vitaminleri, polifenoller vb. maddeler vücudumuza pek çok faydalar sağlarlar. Zeytinyağı; sindirim sistemini düzenler, bağışıklık sistemini güçlendirir, kemik sağlığını korur.
Bunlarla birlikte cilt ve saç için de oldukça faydalıdır. Cilt için kullanabileceğiniz en doğal ve en iyi nemlendirici zeytinyağıdır. Cildi derinlemesine işleyerek cildin beslenmesini sağlar. İçerisinde bulunan E vitamini sayesinde cildin yaşlanmasını engeller. Ciltte; döküntü, kızarıklık ve kaşıntı gibi problemler meydana gelebilir. Zeytinyağı oluşan bu cilt hastalıklarının giderilmesinde etkilidir. E vitamini ve antioksidanlar açısından zengin olduğu için cildin yenilenmesini sağlar.
Göz altı şişliklerinde, kaz ayaklarında, kırışıklıklarda da kullanılabilen zeytinyağı, düzenli kullanımda bu durumların ortadan kalkmasını sağlar. Aynı zamanda zeytinyağı topuktaki çatlakları giderir.
Zeytinyağı cildin yanı sıra saç için de oldukça faydalıdır. Zeytinyağının saça faydalarını sıralayacak olursak: Zeytinyağı, saç dökülmesine bitkisel çözüm arayanların en büyük yardımcısıdır. Hem yeni saçların çıkmasını hem de saçların güçlenmesini sağlar. Nemlendirici bir etkiye sahip olan zeytinyağı, saçlı derinin beslenmesini sağlayarak saç kaybının oluşmasını önler.
Saç, nemini kaybettiği durumda parlaklığını da yitirir. Saça parlaklığını geri kazandırmak için A, E vitaminleri ve antioksidan açısından zengin olan zeytinyağını kullanabilirsiniz. Böylelikle saçınızdaki keratin korunacak, saçınız nem kazanacak ve sağlıklı bir hale gelecektir. Kuru saçlar daha kırılgan bir yapıdadır. Saçınızı tararken dahi kırılmaya neden olabilir. Bu nedenle saç uçlarınızda zeytinyağı kullanarak kırılmaya meyilli yapısını giderebilirsiniz. Bunların yanı sıra saçlarınız elektriklenen bir yapıya sahipse bunu da zeytinyağı ile ortadan kaldırabilirsiniz. Düzleştirici, saç kurutma makinesi, saç maşası gibi ürünler kullanmak saçın dış tabakasına zarar verir. Zeytinyağı saçın zarara uğradığı dış tabakayı kaplar ve saçın daha yumuşak ve parlak görünmesini sağlar.
Hassas Ciltleri Korur, cildin yağ dengesini ayarlar, sebum salgısının kontrolünü sağlar. Anti-mikrobiyal, anti-septik etkiye sahiptir. Yağlı ciltlerde yağın giderilmesinde etkilidir.
Saçlı deride yağlanmayı, sebum salgısını kontrol etmeye yardım eder, hassas cildi korur.